Alkalark

Alkalark, taşınabilir tabii (doğal) su dönüştürücüsüdür. Nötr veya düşük asitli suyu alkali suya dönüştürür. En yaygın yöntem olarak kullanılan elektroliz yönteminden farklı olarak MAHA-Q' nun kimyasal reaksiyona girmesiyle, orjinal bir yöntemle hızlı bir alkaliye dönüşüm sağlanmaktadır. Alkalark, içeriği ile vücut sisteminin ihtiyacı olan temel mineralleri ve temel elementleri bol miktarda sunan bir dizini suya verebilen üründür.

Vücudumuzun %70-80'i sudur. Eğer içtiğimiz su iyiyse bizde iyi oluruz, en azından %70-80'lik kısmımız iyi olur. Bu ürün %99.9 saf ve doğal minerallerin bileşiminden oluşmaktadır.( magnezyum, kalsiyum, demir, potasyum, sodyum)

Alkali Su Nedir ?


PH'ı 7'den düşük olan sular asidik, 7 olan nötr, 7’den yukarı olan sular da alkalidir.


WHO (Dünya Sağlık Örgütü)
"Eğer hergün düzenli olarak iyileştirilmiş alkali su içersek kanser dahil tüm hastalıkların %80 oranında azalacağı tahmin edilmektedir"
açıklaması yapmıştır.



Alkali formdaki mineraller 5 adettir. Bunlar; Kalsiyum, Potasyum, Sodyum, Magnezyum ve Demir mineralleridir. Bütün bu mineraller sağlıklı alkali bir çevre yaratmak için çok önemlidir. Bu mineraller asidik minerallerle birleşerek toksin maddeleri vücuttan atarlar. Alkali yiyecekler ve Alkali Su, bize yapışkan sümüksü maddelerden temizlenmiş bir bünye kazandırır. Alkali su iyileştirme sistemini tercih edip kullanmaya başladığınız andan itibaren en geç 2 hafta içerisinde olumlu etkilerini siz de bire bir hissedeceksiniz. Düzenli olarak kullanırsanız kronikleşen rahatsızlıklarınızdan kurtulacağınız gibi hücrelerinizin yenilenmesiyle gençlik pınarı diye tabir ettiğimiz sistemin etkilerini çok net görecek, iyi uyuyup güne enerjik başlayacak ve gün boyu enerji dolu olacaksınız…

Alkali Su ve Yararları

Alkali su, mükemmel bir bağışıklık sistemi koruyucusudur. o Antioksidan yapısıyla vücuttaki asit/alkali dengesini korur.
  • Mikro yapısı ile hücrelerde mükemmel nemlenme (hidratasyon) sağlar.
  • Vücudun hücre seviyesinde yenilenerek genç, sağlıklı ve diri kalmasına yardımcı olur.
  • İçerdiği yüksek değerde negatif iyonlar ile hastalıklara ve erken yaşlanmaya sebep olan "serbest radikal"leri temizler.
  • Vücudumuzda uzun yıllar biriken asidik toksinleri nötralize ederek arınmaya yardımcı olur.
  • Vücudumuzda zamanla biriken okside (toksik) maddeler nedeniyle oluşan "serbest radikaller" bir çok hastalığın temel nedenidir. Serbest radikaller ancak antioksidan maddeler ile vücuttan uzaklaştırılabilir.ALKALARK ile içilen alkali su mineral bakımından zengin olması nedeniyle güçlü bir antioksidan görevi görür.
    Alkalilik, yağ asitlerini yakmaz onları çözer, nötralize eder ve sıvılaştırarak böbreklerden güvenli şekilde atılmasını sağlar.

    Alkali Su vücuttaki fazla asitleri nötralize ederek etkisiz hale getirir, kanın kıvamını inceltir, kan akışını kolaylaştırarak bir çok hastalığın önüne geçilmesine ve kendimizi daha iyi hissetmemize katkı sağlar.

    İnsan vücudu hafif alkali yapıdadır. Alkali denge bozulduğunda yıkım, çürüme ve yaşlanma artar. Asit ve alkali dengesi iyi kurulursa obezite, kanser, yüksek kolestrol ve diyabet gibi hastalıkların oluşmasıda zorlaşır.

    Hayvansal gıda, şeker ve stres, vücudun asit yükünü arttırır. Alkali su, bozulan asit ve alkali dengesini yeniden kurmanıza destek olur.

    Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tüm maddeler, en uç noktalara kadar damarlarımızda dolaşan kan yoluyla taşınır. Bundan dolayı kanınızın akışkanlığı çok önemlidir.

    Kanımızın da %90'ı sudan oluşur ve yaşamın temel kaynağı olan su, aynı zamanda çök güçlü bir çözücüdür. İçtiğimiz suyun alkali olması kanın akışkanlığını ve mineral seviyesini artırır.

Uzman Görüşleri

1. Dr.Hedemitsu Hayashi

Kalp doktoru ve Japonya Su Enstitüsü Direktörü
Kötü diyet, kızarmış gıdalar kola gibi hafif içecekler, şekerler vücudumuzda asit tuzlarının oluşmasına neden olurlar. Kan akımından uzakta depolanan bu maddeler onlarca yıl vücutta kalabilirler. Alkali su kullanmayı, bu tuzları yavaşça, yıkayıp temizleyeceğinden tavsiye ediyorum.

2. Dr.Hiromi Shinya

“Shinya kolonoskopi metodu” iyi ve temiz kalın bağırsağın sağlıklı olmanın bir ön stergesi olduğu tıp otoriteleri tarafından kabul gören bir görüştür. Vücut rahatsızlıklarının ve hastalıkların çoğunluğu asidik ve kirli bağırsaktan kaynaklanır. “iyi” özellikle mineraller açısından zengin su içmek özellikle kalsiyum ve magnezyum, vücudunuzu optimal pH seviyesinde tutar

3. Dr.Susan Lark

Üniversite konferansçısı ve kadın sağlığı ile ilgili 13 best-sellerin yazarı
Koruyucu tıp ve beslenme konusunda önemli uzmanlardan biri “Günde dört-altı bardak alkali su içilmesi aşırı asitliliği önleyecektir” ve zaman içinde vücudunuzun asit/alkali dengesini düzenleme kabiliyetini arttıracaktır. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bronşit gibi asitliliğin arttığı durumlarda alkali su kullanılmalıdır. Sağladığı fazla elketron içeriği açısından Beta caroten, C ve E vitamini gibi, alkali su antioksidan olarak işlev görür. Bu ise, bağışıklık sistemi bozuklukları kalp hastalıkları, inme ve diğer rahatsızlıkların oluşmasını önlemede yardımcı olacaktır.

4. Dr.Sherry Rogers

Önde gelen Toksiloloji uzmanı / Amerikan Alerji ve Bağışıklık College üyesi / Amerikan Cevresel Tıp Akademisi Diplomatı / Birçok bilimsel makale ve 13 bestseller yazarı
“Alkali su vucudu asidik atıklardan kurtarır….Yüzlerce kişiye yapmış olduğum tavsiyelerimin sonuçları değerlendirildiği zaman asidik atık şeklindeki toksinlerin dejeneratif hastalıkların ana nedeni olduğu konusunda ikna oldum”

5. Dr.Robert Atkins

Ünlü sağlık ve diyet uzmanı
“Bir çok insanın vücut sıvıları ve hücreleri asidiktir. Bu birçok sağlık problemlerine neden olacaktır. Bu vücudumuzun zararlı toksinlerden kurtulmasını, onları nötralize etmesini önleyecek sizi, hücre tahribatına yol açan serbest radikallere daha açık hale getirerek kanser ve diğer hastalıkların oluşmasına katkı sağlayacaktır !”

6. Dr.William Kelly

“Metabolik Tıp Koleji Ve Kanser Tedavisi” kitabı yazarı
“Sağlıklı olmak; kalmak konusunda alkali su, bir Alexander Fleming’in penisilini buluşundan bu yana kaydedilmiş en önemli ilerlemedir.”


7. Dr.Keiichi Moristita

Araştırmacı ve “Kanserin Gizli Gerçeği” adlı kitabın yazarı
“Eğer kan daha asidik atıklar geliştirmeye başlarsa bu fazla asitleşme vücudun herhangi bir yerinde depolanmaya başlar. Bu sağlıksız proses yıllarca devam ederse bu bölgelerdeki asitlilik tutarlı şekilde artmaya devam eder ve bu bölgenin hücreleri yavaş yavaş ölmeye başlar. Bazı hücreler bu bölgede anormalleşerek hayatta kalabilirler. Bu hücrelere biz malin hücreler diyoruz. Bu hücreler beyinin emirlerine cevap vermediklerinden kontrolsüz şekilde bölünüp çoğalmaya başlarlar. Bu kanserin başlangıcıdır. bu oluşumun temizlenmesi için ameliyat, radyo terapi, kemoterapi gibi yöntemler başarılı şekilde uygulansa da kanserin geri gelmesini önleme konusunda yardımcı olamamaktadırlar.

8.Ray Kurzweil, PhD

Bilim adamı, mucit, teknolog, yazar
Alkali suyun tek özelliği sadece suyun pH değerini yükseltmesi değildir. Alkali su aynı zaman da yüksek “Oksidasyon Azaltma Potansiyeline” (Oxidation Reduction Potential-ORP) sahiptir. Bu özellik, “pozitif yüklü(+)”,insan sağlığını olumsuz etkiliyen “Serbest Radikalleri” nötralize ederek vudumuzu potansiyel zararlardan korur.

9. Sang Whang

Bilim adamı,Mühendis,Mucit , “Revers Aging”kitabının Yazarı
Vücudumuzdaki yaşayan her hücre atık maddeler oluşturur. Yiyeceklerimizden sağlanan besin maddeleri, kan yolu ile her hücreye dağıtılır. Yaşamımız için gerekli olan enerjinin üretimi için oksijenle yakılır.Yanmış besinlerin bir çoğu asidik artıklardır ve bunların vücuttan atılması gerekmektedir. Vücut bu işlemi idrar ve ter yolu ile yapar.Ancak bazı nedenlerden dolayı vücut bu atıkların % 100 den kurtulamaz. Zaman içinde vücutta birikmeye başlayan bu atıklar yaşlanmanın ana nedenini oluşturur. Yaşlanma ile birlikte kandaki bikarbonat miktarı azalmaya başlar.Bu aynı zamanda kan da asit birikiminin arttığı ve dejeneretif yetişkin hastalıklarının da başlama sinyali vermesi anlamına gelir.Araştırmalar göstermiştir ki, kandaki bikarbonat azalması yaşlanmanın sonucu değil tam tersine nedenidir. Kanda azalan bikarbonatların yenilenmesi , yerine konulması bu prosesi durduracaktır.

Kalp Hastalıkları

"Benim görüşüme göre antioksidan suyun mucizevi özelliği onun toksinleri nötrleştirebilmesine rağmen bir kimyasal ilaç olmamasından kaynaklanıyor.Ayrıca farklı ilaçları, farklı özel durumlara göre sınıflandırılmış hastalara ayrı ayrı verirken, antioksidan suyu genel olarak tüm hastalara verebiliyorsunuz. Örneğin 35 yaşında olan bir kalp hastam vardı. 5 sene boyunca hastalığı her geçen gün kötüye gitti ve Setagays Devlet Hastahanesi'nde yoğun tedavi altına alındı.Bu 5 sene süresinde, çok sayıda iyi ve alanında uzman doktor tarafından tedavisine çalışıldı; ancak bir netice alınamadı. Geçen sene Ağustos ayında akrabalarıyla konuştuğumda umutsuz bir halde olduklarını ve hastanın ölümünü beklediklerini öğrendim. Bu aynı zamanda hastanın akrabalarından birinin antioksidan su üreten bir su işlemcisi (İon-Su-Jeneratörü) aldığı zamana denk geliyordu.Şu an bu kişinin sağlık durumu gayet iyi ve vücudu kendini tekrar yapılandırıyor." Dr.Hedemitsu Hayashi

Dr.Hedemitsu Hayashi

Kalp doktoru ve Japonya Su Enstitüsü Direktörü
Kötü diyet, kızarmış gıdalar kola gibi hafif içecekler, şekerler vücudumuzda asit tuzlarının oluşmasına neden olurlar. Kan akımından uzakta depolanan bu maddeler onlarca yıl vücutta kalabilirler. Alkali su kullanmayı, bu tuzları yavaşça, yıkayıp temizleyeceğinden tavsiye ediyorum.

Diyabetikler

Bir süre önce ilaç yerine antioksidan Alkali-su ile tedavi etmeye başladığım diyabetik hastalarım arasında 15 kişi seçilerek, Tokyo Üniversitesi'ne çeşitli testler ve gözlemler yapılmak üzere götürüldü. Açıkcası bazı durumu ciddi hastalarım, bu tedavi yönteminden biraz tedirgin olmaktaydılar. Çünkü antioksidan Alkali-su verilen hastaların kan ve idrarlarındaki şeker miktarı 300 mg/l'den 2 mg/l'ye düşüyordu. Bazı hastaların bu şekilde günde 5-6 kez kan testine girdiği ve durumlarının oldukça normal olduğu gözlendi. Yemek sonrası testlerde de kan şekeri ve idrar oranları 100 mg/l : 0 mg/l çıktı. İdrardaki şeker tamamen yok oluyordu. Prof. Kuwata Keijiroo
Yetişkin hastalığı olan diyabet, ensüline bağımlı olmayan diyabet ( Tip-II) olarak adlandırılır. Aşağıda bu hastalığın Amerikan Tıp Kurumuna ait Aile Tıp Rehberindeki tanımı yer almaktadır. Diyabetin bir türü olan ensüline bağımlı olmayan diyabet; pankreastaki hücrelerin vücut için yeterli ensülin üretmemesi nedeniyle olur ve genellikle 40 yaşının üstündeki kişileri etkiler. Bu tür diyabet rahatsızlığı olan kişiler genellikle çok fazla yerler ve oldukça kiloludurlar. Onların aşırı yemesi kanlarında aşırı glikoz olmasına sebep olur ve pankreas ise bu glikoz miktarı ile örtüşebilecek miktarda ensülin üretemez. Yanısıra, soya çekim de bu tür diyabetteki önemli bir faktördür. Nerdeyse her üç vakadan birinde hastalığın nedeni o kişinin aile soy geçmişinde bu rahatsızlığın olmasıdır. Yaş ise bir diğer faktördür. Zira pankreasın verimliliği yaşa bağlı olarak azalmaya başlar. Pankreas vücuttaki en yüksek pH değerine sahip vücut sıvısını üretir. Pankreas suyu pH 8,8 değerindedir ve çok yüksek alkali özelliğe sahiptir. Vücudumuzdaki kasiyum iyonlarının azalması ensülin hormonunun üretilme işlemini azalmasına ve kanın asidik duruma gelmesine neden olur. Asidik atıklar nedeniyle tıkanan kan damarları, fazla protein üretilmesine sebep olarak pankreasın ensülin üretme işlevini engeller. Alkali su, içerdiği kalsiyum iyonları ile aşırı protein oluşumunu engelleyerek bu durumun düzelmesine yardımcı olabilir. "Alkaline water, produced by a water ionizer, has become the most important advancement in health care since Sir Alexander Fleming's discovery of the Penicillin." Dr. William Kelly, College of Metabolic Medicine, Author, "Cancer Cure"

Egzama

"Egzema hastalığı, kendini belli eden bazı deri durumları ile tanımlansa da, ne olduğu ve ne gibi etkiler ile oluştuğu aslında tam açıklığa kavuşmamış bir hastalıktır. Ancak çoğu durumda, bir dış tahrip etkisi ile meydana gelmektedir. Örneğin 70 yaşındaki bir hastam tam 10 senedir egzema hastalığı ile savaşıyordu ve özel bakım bile pek olumlu sonuçlar vermemişti. Savaş sonrasında bacaklarında meydana gelen akut egzema, sonraki yıllarda kronik hale gelmişti. Sol bacağında olumlu sonuçlar elde edilmesine rağmen maalesef sağ bacağı hiç bir ilerleme göstermemişti. Öyle ki bu bacağında kaşımalar yüzünden sık sık kanamalar meydana geliyordu. Ona antioksidan suyu denemesini tavsiye ettim. Kendisi bir İon-Su-Jeneratörü alarak her gün antioksidan su içmeye ve yine jeneratörden sağladığı asidik su ile banyo yapmaya başladı. Yanlızca 2 hafta sonra bacağındaki tüm yaralar kurudu. Toplam 1,5 ay içinde de egzema hastalığı tamamen geçti" Prof. Tamura Tatsuji, Keifku Rehabilitasyon Merkezi

Alerji

Hastam olan Polis Araştırma Enstitüsü başkanı Sayın Yamada, birçok alerjik eplikasyondan muzdaripti. Uzun süreler tedavi olmaya çalıştı ancak bir ilerleme kaydedilemedi. Sonraları kendisi antioksidan su kullanmaya başladı. Bu işe yaradı ve bir süre sonra alerji belirtileri tamamen yok oldu. Her türlü yemeği tükettiği halde herhangi bir alerjik durumla karşılaşmaması yüzünden şu an halinden oldukça memnun. Ayrıca benimde alerjim olduğu için antioksidan suyu bende kullandım ve oldukça işe yaradığını gördüm. Bunun üzerinde konuyu biraz araştırdım. Sonuçta, incelediğim her alerji vakasında antioksidan mineral eksikliği olduğunu keşfettim. Bu sayede vücut aşırı duyarlı hale geliyor ve alerji kolaylıkla yayılabiliyordu. Duyarlılığı dengeye getirebilmek için de damardan kalsiyum çözeltisi zerk etmek gerekiyordu. Böylece aslında içinde ionik kalsiyum bulunan antioksidan suyun alerjiyi nasıl yok ettiğini de öğrenmiş oldum" Prof. Kuninaka Hironaga,Kuninaka Hastahanesi Baş Hekimi

Sindirim Sistemi Problemleri

"Antioksidan suyun midedeki esas etkisi, salgılamayı nötrleştirmesi ve mide fonksiyonlarını güçlendirmesinden ileri gelmektedir. Antioksidan suyun, midedeki gastrik salgıların pH dengesini sağlayarak Hipoklorhidra (gastrik suyu fazlalığı) ve Aklorhidra (gastrik suyu azlığı) hastalarının problemlerini çözdüğü kanıtlanmıştır." Prof. Kogure Keizou, Juntendo Hastahanesi, Kogure Kliniği

Jinekoloji

Prof. Watanabe Ifao

Watanabe Hastahanesi Baş Hekimi
"Benim görüşüme göre antioksidan suyun mucizevi özelliği onun toksinleri nötrleştirebilmsine rağmen bir kimyasal ilaç olmamasından kaynaklanıyor.Ayrıca farklı ilaçları, farklı özel durumlara göre sınıflandırılmış hastalara ayrı ayrı verirken, antioksidan suyu genel olarak tüm hastalara verebiliyorsunuz. Örneğin 35 yaşında olan bir kalp hastam vardı. 5 sene boyunca hastalığı her geçen gün kötüye gitti ve Setagays Devlet Hastahanesi'nde yoğun tedavi altına alındı.Bu 5 sene süresinde, çok sayıda iyi ve alanında uzman doktor tarafından tedavisine çalışıldı; ancak bir netice alınamadı. Geçen sene Ağustos ayında akrabalarıyla konuştuğumda umutsuz bir halde olduklarını ve hastanın ölümünü beklediklerini öğrendim. Bu aynı zamanda hastanın akrabalarından birinin antioksidan su üreten bir su işlemcisi (İon-Su-Jeneratörü) aldığı zamana denk geliyordu.Şu an bu kişinin sağlık durumu gayet iyi ve vücudu kendini tekrar yapılandırıyor." Prof. Watanabe Ifao

Dr.Susan Lark

Üniversite konferansçısı ve kadın sağlığı ile ilgili 13 best-sellerin yazarı
Koruyucu tıp ve beslenme konusunda önemli uzmanlardan biri “Günde dört-altı bardak alkali su içilmesi aşırı asitliliği önleyecektir” ve zaman içinde vücudunuzun asit/alkali dengesini düzenleme kabiliyetini arttıracaktır. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bronşit gibi asitliliğin arttığı durumlarda alkali su kullanılmalıdır. Sağladığı fazla elketron içeriği açısından Beta caroten, C ve E vitamini gibi, alkali su antioksidan olarak işlev görür. Bu ise, bağışıklık sistemi bozuklukları kalp hastalıkları, inme ve diğer rahatsızlıkların oluşmasını önlemede yardımcı olacaktır. Dr. Susan Lark

Obezite

"Vücudumuzda alınan gıdaların yakılması durumu, yine vücudumuzda bulunan vitamin ve minerallerin miktarına bağlıdır. Proteinlerin, karbonhidratların ve yağların aşırı alınması durumunda da bu vitamin ve minerallere olan ihtiyaç artacaktır.Antioksidan suyun ihtiva ettiği ionik kalsiyum sayesine, yiyeceklerin yakılma işlemi kolaylaşır. Bu sebeple obezite hastalarına antioksidan suyu tavsiye ediyoruz" Prof. Hatori Tasutaroo Akajiuji Kan Merkezi baş hekimi

Kanserin Gerçek Sebebi

Dr. Herman Ahira nın Asit & Alkali Dengesi adlı kitabında belirttiği üzere; Hücrenin su kaybettiği durumlarda özellikle kan asidik olur. İlk belirtiler yorgunluk ve bıkkınlık, soğuk algınlığına eğilimli olmak ve benzerleridir. Keiichi Morishata nın Kanserin Gizli Gerçeği adlı kitabına göre, eğer kandaki asidik koşullarda aşırı artış olursa, kan alkali koşullarını korumak için bu aşırı asidik maddeleri kaçınılmaz olarak vücuttaki bazı bölgelere bırakacaktır.Bu eğilimin devam etmesiyle vücudun bazı bölgelerinde asidiklik artar ve bazı hücrelerde ölür. Bunu takiben de asidiğe dönüştürürler. Yanı sıra bazı hücreler de kendilerini bu asidik ortama adapte edebilir. Diğer bir deyişle, normal hücreler asidik ortamda ölürken bazıları ise bu ortama adapte olabilmek için kendilerini dönüştürür ve anormal hücreler olarak hayatta kalırlar. Bu anormal hücreler kötü huylu hücreler olarak adlandırılırlar. Bu kötü huylu hücreler beyin fonksiyonları veya kendi DNA larımızın hafıza kodlarıyla uyumlu değildir.Bu nedenle, kötü huylu hücreler belirsiz ve düzensiz olarak gelişirler. Bu kanserdir. Dr. Herman Ahira

Kansere En İyi Önlem

Alkali su içtiğinizde, daha fazla oksijene sahip su içersiniz. İçilen yüksek pH a sahip alkali su kesinlikle kanserden korunmaya yardımcı olacaktır. Bir ulusal kanser enstitüsünde yapılan araştırma, - kanserin gelişimine bağlı olarak -, alkali suyun kanserin erken aşamalarındaki tedavisine yardımcı olabileceğini göstermiştir. Sağlıklı hücrelerin alkali ve kötü huylu hücrelerin asidik yapısı nedeniyle alkali su içmek sağlıklı hücrelere zarar vermez aksine kötü huylu hücreleri ise yok edebilir. Dr. Herman Ahira

Zayıflama

Hackensack Üniversitesi’nden Beslenme Uzmanı Susan Kraus Yaptığınız diyete yazık olmasın! Diyet ve beslenme uzmanları, sağlıklı kilo vererek formda kalmak için alkali beslenmeyi ve düzenli olarak alkali su içilmesini öneriyor. Her gün düzenli olarak içilen 4-5 bardak Alkali Su, diyet sonrası verilen kiloları korumaya yardımcı oluyor. Yazın gelmesiyle birlikte diyet sezonu da açıldı. Hem bayanlar hem de erkekler, yaza formda girmek için bir yandan sıkı diyet programları uygularken, diğer taraftan egzersiz ve spor yaparak fazla kilolarından kurtulmaya çalışıyor. Ancak, uzmanlar uyarıyor. Yaptığınız diyetin boşa gitmesini istemiyorsanız, alkali beslenmeyi ve alkali su içmeyi ihmal etmeyin. Günümüzde pek çok insan fazla kilolarından şikayetçi. Bir yandan fast food ağırlıklı beslenme alışkanlığı diğer taraftan yeteri kadar spor ve egzersiz yapmamak, aşırı kilo alımına neden oluyor. Alınan bu kilolar zamanla vücuda yerleşerek, başta obezite olmak üzere pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiyor. Hızlı alınan bu kilolar, ne yazık ki aynı hızla geri verilemiyor. Beslenme ve diyet uzmanları, kilo sorunu olan kişilere sürekli olarak sebze ve meyve ağırlıklı beslenme programları öneriyor. Uzmanların uygulattığı diyet programlarının içeriği ise alkali mineraller açısından zengin besinlerden oluşuyor. Dolayısıyla, vücuttaki aşırı yağ birikiminin önüne geçmek ve asidik & alkali dengesini kurarak toksinlerden arınmak için alkali beslenmek ve bol su tüketmek gerekiyor. Ancak, bu süreçte içilen suyun niteliği de çok önemli. Günlük yaşamda düzenli olarak alkali su içilmesi kilo alımına engel olduğu gibi, diyet sonrasında verilen kiloların korunmasına da destek oluyor. Bu arada içilebilir her su, alkali su anlamına da gelmiyor. Bir suyun alkali su olarak nitelendirilebilmesi için; alkali mineraller açısından zengin ve yüksek pH değerine sahip olması gerekiyor. Beslenme Uzmanı Susan Kraus

Güneri Civaoğlu

Bugün 5-10-15?..O kiloyu 2 ile çarpın, çıkan sayı kadar günde o kadar kiloyu vermiş olacaksınız.Bunları okuduğumda konuya derinliğine girmeye karar verdim.İlk hareket noktam bir şifreydi: "pH..." Mantık şöyle... Sorun vücudun "pH" yani "asit" ve "alkali" dengesini sağlamak... Bir etkin zayıflama yöntemi sunuyorum... Kaç kilo vermek istiyorsunuz? Vücut, klasik yeme alışkanlığıyla alınan asitlerin bir kısmını bağırsaklar, idrar ve terleme yoluyla dışarı atıyor, ancak hepsini değil.Kalan asit fazlası, tıpkı asitli biftek soslarının eti yumuşatması gibi vücuttaki hücreleri bozuyor.Bu durum, vücudu kendini koruma sürecine iter.Vücut, alınan besinleri ve vücut yağlarını kendini korumak için kullanır. Çünkü... Yağlar asitleri yakarlar.Böylece asitleri depolamak için yağlanma sürekli fazlalaşır.Mideniz bulansın istemem, ama gerçeğin iyi algılanması için kanıt olarak vücuttan yağ alınan plastik ameliyatlarda bu yağların içindeki yoğun asit nedeniyle kahverengi hatta siyah olduğunu belirtmeliyim.Aslında kısa dönemde baktığımızda bu iyi haberdir.Vücut, özellikle belinizde ve kalça altında yağ depolayarak asidin kötülüklerine karşı kendini koruyor.Hatta kolesterol gibi kan yağlarıyla da damarların asit etkisiyle delinmesini önlüyor.Fakat... Zamanla bu süreç olumsuza dönüşüyor.Vücuttaki asit fazlası, kandaki oksijeni azaltıyor. Metabolizma yavaşlıyor. Sindirim yavaşlıyor. Kilo alma ve enerji eksikliği başlıyor.Daha da kötüsü, besinlerin mayalanmasına (çürüme) sebep oluyor.İltihap, mantar ve küf üretiyor. Ve felaket olan... Bunların hepsi canlı organizmalar.Yediğimiz besinlerin yüzde 50'sine ortak oluyorlar. Atık madde üretiyorlar.Çok yiyoruz ama yeterli beslenemiyoruz. Bu kısırdöngüde vücut, doku yaparak yenilenemiyor, enzim, hormon, hücre enerjisi, organ faaliyeti için gerekli diğer yüzlerce kimyasal bileşeni üretemiyor.Yediklerimiz, enerji üretmek yerine, çürümüş olarak vücudumuzda kalıyor, daha çok asitlenmeye yol açıyor.Bu kısırdöngüde sonuç, yorgunluk ve hastalığın yanında istenmeyen kilolardır. Yağ, hem yararlı hem zararlı Çözüm, asidi azaltmak ve alkaliyi yükseltmek...Yeşil ağırlıklı sebze , alkali değeri yüksek su içmek, bazı beden hareketleriyle bağırsakları daha iyi çalıştırmak çözümün 3 başlığı...İçtiğiniz şişe sularındaki etiketlere bakın... Alkali değerinin 8'den yukarı olmasına dikkat edin.En az 2.5 litre bu tür su tüketin.Ayrıca... Alkali oranı 10 olan suyu üreten cihazlar da var.pH'ı yüksek su gibi aziz olun.Fazla bilgi için 2 kitap...* Zayıflamada pH Mucizesi. Dr. Robert O. Young ve Shelley Redford Young/Dharma Yay .* Suyun İyileştirici Gücü-Alkali Suyla Sağlıklı ve Genç Kalmanın Sırları/Kimya Müh. Mennan Aysan Kuzanlı-Dr. Recai Yahyaoğlu/Mozaik Yay. pH'ınızı yükseltin... Güneri Civaoğlu

Ürün hakkında detaylı bilgi için