Kalp Hastalıkları
"Benim görüşüme göre antioksidan suyun mucizevi özelliği onun toksinleri nötrleştirebilmesine
rağmen bir kimyasal ilaç olmamasından kaynaklanıyor.Ayrıca farklı ilaçları, farklı
özel durumlara göre sınıflandırılmış hastalara ayrı ayrı verirken, antioksidan suyu
genel olarak tüm hastalara verebiliyorsunuz. Örneğin 35 yaşında olan bir kalp hastam
vardı. 5 sene boyunca hastalığı her geçen gün kötüye gitti ve Setagays Devlet Hastahanesi'nde
yoğun tedavi altına alındı.Bu 5 sene süresinde, çok sayıda iyi ve alanında uzman
doktor tarafından tedavisine çalışıldı; ancak bir netice alınamadı. Geçen sene Ağustos
ayında akrabalarıyla konuştuğumda umutsuz bir halde olduklarını ve hastanın ölümünü
beklediklerini öğrendim. Bu aynı zamanda hastanın akrabalarından birinin antioksidan
su üreten bir su işlemcisi (İon-Su-Jeneratörü) aldığı zamana denk geliyordu.Şu an
bu kişinin sağlık durumu gayet iyi ve vücudu kendini tekrar yapılandırıyor."
Dr.Hedemitsu Hayashi
|
Dr.Hedemitsu Hayashi
Kalp doktoru ve Japonya Su Enstitüsü Direktörü
Kötü diyet, kızarmış gıdalar kola gibi hafif içecekler, şekerler vücudumuzda asit
tuzlarının oluşmasına neden olurlar. Kan akımından uzakta depolanan bu maddeler
onlarca yıl vücutta kalabilirler. Alkali su kullanmayı, bu tuzları yavaşça, yıkayıp
temizleyeceğinden tavsiye ediyorum.
|
Diyabetikler
Bir süre önce ilaç yerine antioksidan Alkali-su ile tedavi etmeye başladığım diyabetik
hastalarım arasında 15 kişi seçilerek, Tokyo Üniversitesi'ne çeşitli testler
ve gözlemler yapılmak üzere götürüldü. Açıkcası bazı durumu ciddi hastalarım, bu
tedavi yönteminden biraz tedirgin olmaktaydılar. Çünkü antioksidan Alkali-su verilen
hastaların kan ve idrarlarındaki şeker miktarı 300 mg/l'den 2 mg/l'ye düşüyordu.
Bazı hastaların bu şekilde günde 5-6 kez kan testine girdiği ve durumlarının oldukça
normal olduğu gözlendi. Yemek sonrası testlerde de kan şekeri ve idrar oranları
100 mg/l : 0 mg/l çıktı. İdrardaki şeker tamamen yok oluyordu. Prof. Kuwata Keijiroo
|
Yetişkin hastalığı olan diyabet, ensüline bağımlı olmayan diyabet ( Tip-II) olarak
adlandırılır. Aşağıda bu hastalığın Amerikan Tıp Kurumuna ait Aile Tıp Rehberindeki
tanımı yer almaktadır. Diyabetin bir türü olan ensüline bağımlı olmayan diyabet;
pankreastaki hücrelerin vücut için yeterli ensülin üretmemesi nedeniyle olur ve
genellikle 40 yaşının üstündeki kişileri etkiler. Bu tür diyabet rahatsızlığı olan
kişiler genellikle çok fazla yerler ve oldukça kiloludurlar. Onların aşırı yemesi
kanlarında aşırı glikoz olmasına sebep olur ve pankreas ise bu glikoz miktarı ile
örtüşebilecek miktarda ensülin üretemez. Yanısıra, soya çekim de bu tür diyabetteki
önemli bir faktördür. Nerdeyse her üç vakadan birinde hastalığın nedeni o kişinin
aile soy geçmişinde bu rahatsızlığın olmasıdır. Yaş ise bir diğer faktördür. Zira
pankreasın verimliliği yaşa bağlı olarak azalmaya başlar. Pankreas vücuttaki en
yüksek pH değerine sahip vücut sıvısını üretir. Pankreas suyu pH 8,8 değerindedir
ve çok yüksek alkali özelliğe sahiptir. Vücudumuzdaki kasiyum iyonlarının azalması
ensülin hormonunun üretilme işlemini azalmasına ve kanın asidik duruma gelmesine
neden olur. Asidik atıklar nedeniyle tıkanan kan damarları, fazla protein üretilmesine
sebep olarak pankreasın ensülin üretme işlevini engeller. Alkali su, içerdiği kalsiyum
iyonları ile aşırı protein oluşumunu engelleyerek bu durumun düzelmesine yardımcı
olabilir. "Alkaline water, produced by a water ionizer, has become the most
important advancement in health care since Sir Alexander Fleming's discovery
of the Penicillin." Dr. William Kelly, College of Metabolic Medicine, Author,
"Cancer Cure"
|
Egzama
"Egzema hastalığı, kendini belli eden bazı deri durumları ile tanımlansa da,
ne olduğu ve ne gibi etkiler ile oluştuğu aslında tam açıklığa kavuşmamış bir hastalıktır.
Ancak çoğu durumda, bir dış tahrip etkisi ile meydana gelmektedir. Örneğin 70 yaşındaki
bir hastam tam 10 senedir egzema hastalığı ile savaşıyordu ve özel bakım bile pek
olumlu sonuçlar vermemişti. Savaş sonrasında bacaklarında meydana gelen akut egzema,
sonraki yıllarda kronik hale gelmişti. Sol bacağında olumlu sonuçlar elde edilmesine
rağmen maalesef sağ bacağı hiç bir ilerleme göstermemişti. Öyle ki bu bacağında
kaşımalar yüzünden sık sık kanamalar meydana geliyordu. Ona antioksidan suyu denemesini
tavsiye ettim. Kendisi bir İon-Su-Jeneratörü alarak her gün antioksidan su içmeye
ve yine jeneratörden sağladığı asidik su ile banyo yapmaya başladı. Yanlızca 2 hafta
sonra bacağındaki tüm yaralar kurudu. Toplam 1,5 ay içinde de egzema hastalığı tamamen
geçti" Prof. Tamura Tatsuji, Keifku Rehabilitasyon Merkezi
|
Alerji
Hastam olan Polis Araştırma Enstitüsü başkanı Sayın Yamada, birçok alerjik eplikasyondan
muzdaripti. Uzun süreler tedavi olmaya çalıştı ancak bir ilerleme kaydedilemedi.
Sonraları kendisi antioksidan su kullanmaya başladı. Bu işe yaradı ve bir süre sonra
alerji belirtileri tamamen yok oldu. Her türlü yemeği tükettiği halde herhangi bir
alerjik durumla karşılaşmaması yüzünden şu an halinden oldukça memnun. Ayrıca benimde
alerjim olduğu için antioksidan suyu bende kullandım ve oldukça işe yaradığını gördüm.
Bunun üzerinde konuyu biraz araştırdım. Sonuçta, incelediğim her alerji vakasında
antioksidan mineral eksikliği olduğunu keşfettim. Bu sayede vücut aşırı duyarlı
hale geliyor ve alerji kolaylıkla yayılabiliyordu. Duyarlılığı dengeye getirebilmek
için de damardan kalsiyum çözeltisi zerk etmek gerekiyordu. Böylece aslında içinde
ionik kalsiyum bulunan antioksidan suyun alerjiyi nasıl yok ettiğini de öğrenmiş
oldum" Prof. Kuninaka Hironaga,Kuninaka Hastahanesi Baş Hekimi
|
Sindirim Sistemi Problemleri
"Antioksidan suyun midedeki esas etkisi, salgılamayı nötrleştirmesi ve mide
fonksiyonlarını güçlendirmesinden ileri gelmektedir. Antioksidan suyun, midedeki
gastrik salgıların pH dengesini sağlayarak Hipoklorhidra (gastrik suyu fazlalığı)
ve Aklorhidra (gastrik suyu azlığı) hastalarının problemlerini çözdüğü kanıtlanmıştır."
Prof. Kogure Keizou, Juntendo Hastahanesi, Kogure Kliniği
|
Jinekoloji
Prof. Watanabe Ifao
Watanabe Hastahanesi Baş Hekimi
"Benim görüşüme göre antioksidan suyun mucizevi özelliği onun toksinleri nötrleştirebilmsine
rağmen bir kimyasal ilaç olmamasından kaynaklanıyor.Ayrıca farklı ilaçları, farklı
özel durumlara göre sınıflandırılmış hastalara ayrı ayrı verirken, antioksidan suyu
genel olarak tüm hastalara verebiliyorsunuz. Örneğin 35 yaşında olan bir kalp hastam
vardı. 5 sene boyunca hastalığı her geçen gün kötüye gitti ve Setagays Devlet Hastahanesi'nde
yoğun tedavi altına alındı.Bu 5 sene süresinde, çok sayıda iyi ve alanında uzman
doktor tarafından tedavisine çalışıldı; ancak bir netice alınamadı. Geçen sene Ağustos
ayında akrabalarıyla konuştuğumda umutsuz bir halde olduklarını ve hastanın ölümünü
beklediklerini öğrendim. Bu aynı zamanda hastanın akrabalarından birinin antioksidan
su üreten bir su işlemcisi (İon-Su-Jeneratörü) aldığı zamana denk geliyordu.Şu an
bu kişinin sağlık durumu gayet iyi ve vücudu kendini tekrar yapılandırıyor."
Prof. Watanabe Ifao
|
Dr.Susan Lark
Üniversite konferansçısı ve kadın sağlığı ile ilgili 13 best-sellerin yazarı
Koruyucu tıp ve beslenme konusunda önemli uzmanlardan biri “Günde dört-altı bardak
alkali su içilmesi aşırı asitliliği önleyecektir” ve zaman içinde vücudunuzun asit/alkali
dengesini düzenleme kabiliyetini arttıracaktır. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bronşit
gibi asitliliğin arttığı durumlarda alkali su kullanılmalıdır. Sağladığı fazla elketron
içeriği açısından Beta caroten, C ve E vitamini gibi, alkali su antioksidan olarak
işlev görür. Bu ise, bağışıklık sistemi bozuklukları kalp hastalıkları, inme ve
diğer rahatsızlıkların oluşmasını önlemede yardımcı olacaktır. Dr. Susan Lark
|
Obezite
"Vücudumuzda alınan gıdaların yakılması durumu, yine vücudumuzda bulunan vitamin
ve minerallerin miktarına bağlıdır. Proteinlerin, karbonhidratların ve yağların
aşırı alınması durumunda da bu vitamin ve minerallere olan ihtiyaç artacaktır.Antioksidan
suyun ihtiva ettiği ionik kalsiyum sayesine, yiyeceklerin yakılma işlemi kolaylaşır.
Bu sebeple obezite hastalarına antioksidan suyu tavsiye ediyoruz" Prof. Hatori
Tasutaroo Akajiuji Kan Merkezi baş hekimi
|
Kanserin Gerçek Sebebi
Dr. Herman Ahira nın Asit & Alkali Dengesi adlı kitabında belirttiği üzere;
Hücrenin su kaybettiği durumlarda özellikle kan asidik olur. İlk belirtiler yorgunluk
ve bıkkınlık, soğuk algınlığına eğilimli olmak ve benzerleridir. Keiichi Morishata
nın Kanserin Gizli Gerçeği adlı kitabına göre, eğer kandaki asidik koşullarda aşırı
artış olursa, kan alkali koşullarını korumak için bu aşırı asidik maddeleri kaçınılmaz
olarak vücuttaki bazı bölgelere bırakacaktır.Bu eğilimin devam etmesiyle vücudun
bazı bölgelerinde asidiklik artar ve bazı hücrelerde ölür. Bunu takiben de asidiğe
dönüştürürler. Yanı sıra bazı hücreler de kendilerini bu asidik ortama adapte edebilir.
Diğer bir deyişle, normal hücreler asidik ortamda ölürken bazıları ise bu ortama
adapte olabilmek için kendilerini dönüştürür ve anormal hücreler olarak hayatta
kalırlar. Bu anormal hücreler kötü huylu hücreler olarak adlandırılırlar. Bu kötü
huylu hücreler beyin fonksiyonları veya kendi DNA larımızın hafıza kodlarıyla uyumlu
değildir.Bu nedenle, kötü huylu hücreler belirsiz ve düzensiz olarak gelişirler.
Bu kanserdir. Dr. Herman Ahira
|
Kansere En İyi Önlem
Alkali su içtiğinizde, daha fazla oksijene sahip su içersiniz. İçilen yüksek pH
a sahip alkali su kesinlikle kanserden korunmaya yardımcı olacaktır. Bir ulusal
kanser enstitüsünde yapılan araştırma, - kanserin gelişimine bağlı olarak -, alkali
suyun kanserin erken aşamalarındaki tedavisine yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Sağlıklı hücrelerin alkali ve kötü huylu hücrelerin asidik yapısı nedeniyle alkali
su içmek sağlıklı hücrelere zarar vermez aksine kötü huylu hücreleri ise yok edebilir.
Dr. Herman Ahira
|
Zayıflama
Hackensack Üniversitesi’nden Beslenme Uzmanı Susan Kraus Yaptığınız diyete yazık
olmasın! Diyet ve beslenme uzmanları, sağlıklı kilo vererek formda kalmak için alkali
beslenmeyi ve düzenli olarak alkali su içilmesini öneriyor. Her gün düzenli olarak
içilen 4-5 bardak Alkali Su, diyet sonrası verilen kiloları korumaya yardımcı oluyor.
Yazın gelmesiyle birlikte diyet sezonu da açıldı. Hem bayanlar hem de erkekler,
yaza formda girmek için bir yandan sıkı diyet programları uygularken, diğer taraftan
egzersiz ve spor yaparak fazla kilolarından kurtulmaya çalışıyor. Ancak, uzmanlar
uyarıyor. Yaptığınız diyetin boşa gitmesini istemiyorsanız, alkali beslenmeyi ve
alkali su içmeyi ihmal etmeyin. Günümüzde pek çok insan fazla kilolarından şikayetçi.
Bir yandan fast food ağırlıklı beslenme alışkanlığı diğer taraftan yeteri kadar
spor ve egzersiz yapmamak, aşırı kilo alımına neden oluyor. Alınan bu kilolar zamanla
vücuda yerleşerek, başta obezite olmak üzere pek çok sağlık sorununu da beraberinde
getiyor. Hızlı alınan bu kilolar, ne yazık ki aynı hızla geri verilemiyor. Beslenme
ve diyet uzmanları, kilo sorunu olan kişilere sürekli olarak sebze ve meyve ağırlıklı
beslenme programları öneriyor. Uzmanların uygulattığı diyet programlarının içeriği
ise alkali mineraller açısından zengin besinlerden oluşuyor. Dolayısıyla, vücuttaki
aşırı yağ birikiminin önüne geçmek ve asidik & alkali dengesini kurarak toksinlerden
arınmak için alkali beslenmek ve bol su tüketmek gerekiyor. Ancak, bu süreçte içilen
suyun niteliği de çok önemli. Günlük yaşamda düzenli olarak alkali su içilmesi kilo
alımına engel olduğu gibi, diyet sonrasında verilen kiloların korunmasına da destek
oluyor. Bu arada içilebilir her su, alkali su anlamına da gelmiyor. Bir suyun alkali
su olarak nitelendirilebilmesi için; alkali mineraller açısından zengin ve yüksek
pH değerine sahip olması gerekiyor. Beslenme Uzmanı Susan Kraus
|
Güneri Civaoğlu
Bugün 5-10-15?..O kiloyu 2 ile çarpın, çıkan sayı kadar günde o kadar kiloyu vermiş
olacaksınız.Bunları okuduğumda konuya derinliğine girmeye karar verdim.İlk hareket
noktam bir şifreydi: "pH..." Mantık şöyle... Sorun vücudun "pH"
yani "asit" ve "alkali" dengesini sağlamak... Bir etkin zayıflama
yöntemi sunuyorum... Kaç kilo vermek istiyorsunuz? Vücut, klasik yeme alışkanlığıyla
alınan asitlerin bir kısmını bağırsaklar, idrar ve terleme yoluyla dışarı atıyor,
ancak hepsini değil.Kalan asit fazlası, tıpkı asitli biftek soslarının eti yumuşatması
gibi vücuttaki hücreleri bozuyor.Bu durum, vücudu kendini koruma sürecine iter.Vücut,
alınan besinleri ve vücut yağlarını kendini korumak için kullanır. Çünkü... Yağlar
asitleri yakarlar.Böylece asitleri depolamak için yağlanma sürekli fazlalaşır.Mideniz
bulansın istemem, ama gerçeğin iyi algılanması için kanıt olarak vücuttan yağ alınan
plastik ameliyatlarda bu yağların içindeki yoğun asit nedeniyle kahverengi hatta
siyah olduğunu belirtmeliyim.Aslında kısa dönemde baktığımızda bu iyi haberdir.Vücut,
özellikle belinizde ve kalça altında yağ depolayarak asidin kötülüklerine karşı
kendini koruyor.Hatta kolesterol gibi kan yağlarıyla da damarların asit etkisiyle
delinmesini önlüyor.Fakat... Zamanla bu süreç olumsuza dönüşüyor.Vücuttaki asit
fazlası, kandaki oksijeni azaltıyor. Metabolizma yavaşlıyor. Sindirim yavaşlıyor.
Kilo alma ve enerji eksikliği başlıyor.Daha da kötüsü, besinlerin mayalanmasına
(çürüme) sebep oluyor.İltihap, mantar ve küf üretiyor. Ve felaket olan... Bunların
hepsi canlı organizmalar.Yediğimiz besinlerin yüzde 50'sine ortak oluyorlar.
Atık madde üretiyorlar.Çok yiyoruz ama yeterli beslenemiyoruz. Bu kısırdöngüde vücut,
doku yaparak yenilenemiyor, enzim, hormon, hücre enerjisi, organ faaliyeti için
gerekli diğer yüzlerce kimyasal bileşeni üretemiyor.Yediklerimiz, enerji üretmek
yerine, çürümüş olarak vücudumuzda kalıyor, daha çok asitlenmeye yol açıyor.Bu kısırdöngüde
sonuç, yorgunluk ve hastalığın yanında istenmeyen kilolardır. Yağ, hem yararlı hem
zararlı Çözüm, asidi azaltmak ve alkaliyi yükseltmek...Yeşil ağırlıklı sebze , alkali
değeri yüksek su içmek, bazı beden hareketleriyle bağırsakları daha iyi çalıştırmak
çözümün 3 başlığı...İçtiğiniz şişe sularındaki etiketlere bakın... Alkali değerinin
8'den yukarı olmasına dikkat edin.En az 2.5 litre bu tür su tüketin.Ayrıca...
Alkali oranı 10 olan suyu üreten cihazlar da var.pH'ı yüksek su gibi aziz olun.Fazla
bilgi için 2 kitap...* Zayıflamada pH Mucizesi. Dr. Robert O. Young ve Shelley Redford
Young/Dharma Yay .* Suyun İyileştirici Gücü-Alkali Suyla Sağlıklı ve Genç Kalmanın
Sırları/Kimya Müh. Mennan Aysan Kuzanlı-Dr. Recai Yahyaoğlu/Mozaik Yay. pH'ınızı
yükseltin... Güneri Civaoğlu
|